Her şeyin Allah’ı gösterdiğini görmek için seküler bilimin bize taktığı “tabiat ve tesadüf gözlüğünü” çıkarmamız gerekir. Onun yerine, her şeyin hakikatini gösteren “iman gözlüğünü” takmamız
lazım. Determinist bilim, her şeyi, sebep-sonuç ilişkisi içinde
açıklayarak sıradanlaştırıyor. Kur’an ise, görünürdeki sebepler
perdesini aralayarak her şeyin harikulade olduğunu gösteriyor.
Einstein’ın ifade ettiği gibi, “Hayatınızı yalnızca iki şekilde
yaşayabilirsiniz; birincisi, her şeyin sıradan olduğunu düşünerek;
ikincisi, her şeyin olağanüstü veya mucize olduğunu görerek.”
Kur’an, bize ikinci yolu gösteriyor. İçinde yaşadığımız alemde “her
şey”in harikulade ve mucize olduğunu söylüyor. Bu sırdandır ki, Kur’an,
ısrarla, “Düşünmez misiniz!”, “Akletmez misiniz!”, “Akıl sahipleri için şüphesiz bunda ibretler vardır!” manasındaki ayetlerle(3) insanı kâinattaki mucizeleri görmeye teşvik eder.